28 Mayıs 2015 Perşembe

Tutkuya Aldanmak & CHARLES DUBOW

 
Tutkuya Aldanmak & CHARLES DUBOW
 
 
 
 
 
Merhaba;
 
Yine soluksuz okuduğum #NOVELLAYAYINLARI kitabının yorumunu yazmak  için sabırsızlanıyorum.1 günde okuduğum büyüleyici bir kitap oldu benim için. Oldukça etkileyici, düşündürücü bir kitaptı.
 
Altı çizilecek, ders alınması gereken çok güzel cümleler vardı kitapta. Yazarın betimlemeleri insanı sıkmıyor bilakis merakla okunmasını sağlıyordu.
 
Aile kavramının, evlat sevgisinin, dostluğun, gerçek aşkın, koşulsuz sevginin önemini gözler önüne seren bir serüven okudum...
 
İhanetin bencilliğinin, bir aileyi nasıl sona doğru götürdüğünü okurken, yaşananlar hiçte yabancı gelmedi oldukça gerçekçi ifadeler kullanmıştı yazarımız.
 
Olaylar avukat olan Walter'in gözünden anlatılıyor...
 
 
 
 
Mutlu bir evlilikleri olan Hary  ve Maddy ; doğuştan kalp hastası olan oğulları Johnny ile mutlu bir hayat sürmektedirler. Dostlarını sık sık evlerinde verdikleri partilerde ağırlamakta olan neşeli bir ailedirler ve etraflarına daima pozitif enerji verirler.
 
Maddy'nin en yakın arkadaşı olan Walter aynı zamanda çocuklarınında vaftiz babası olarak aileye yakın olan en önemli kişidir.
 
Bir gün ev partilerine arkadaşlarının sevgilisi olan Claire de katılır. Claire zaman içerisinde Hanry'e aşık olur ve onu elde etmek için çok uğraşmaz. Yazar olan Hanry yeni kitabının yazım aşamasında yaşadığı bunalımlı günlerinde Claire'ye ilgi duyar ve kendini aşkın kollarına bırakır.
 
Hanry eşini ve oğlunu da çok seven bir aile babası olmakta birlikte  şehvete yenik düşer. Zaman zaman vicdan azabı çeker.. Maddy aldatıldığını öğrenir ve evden oğluyla birlikte ayrılarak olayları sindirmeye çalışır. Hanry pişman olmuş ve eşiyle barışmak için her yolu denemeye çalışan biri haline gelmiştir. Derbeder bir yaşam sürer.
 
Maddy ise biraz yanlız kalmaya ihtiyaç duyarak oğlunu babası ile birlikte bırakarak tatile çıkar.. Tatil hayatlarının dönüm noktasıdır.
 
Yaşanacak  üzücü olaylar sırasında onu asla bırakmayan yine  Walter olacaktır. Walter'in koşulsuz sevgisi ve bağlılığı gerçekten oldukça etkileyici idi.. Sevgi adına aşk adına ne kadar fedakarlık yapılabileceğini, bir yaşamı bir kadına adamanın nasıl bir duygu olduğuna şahitlik ederken kitapta en sevdiğim karakter oldu kendisi.
 
Claire'ye çok kızmadım aslında çünkü asıl suçlu Hanry bence .Bir kalpte iki farklı kadını taşımaya çalışan, bunları yaparkende eşinin birikimlerini savuran bir kişi idi.
 
Eşi ve oğlu onu beklerken pahalı otellerde, lüks restaurantlarda aşkın kollarında yüzerken sonrasında yaşadığı yanlızlığı hak etmişti.
 
Johnny için çok üzüldüm tabiki :(((
 
Her şeye rağmen asaletini kaybetmeyen asil bir kadın olan Maddy çevremizde nadir bulunabilecek bir kişilik sanırım..
 
Güzel bir aile romanı okumak, ihanetin nelere sebep olduğuna şahitlik etmek isteyenlere tavsiyemdir..
 
Novella Yayınları yine beni şaşırtmadı, teşekkür ediyorum kendilerine...
 
Sevgiler,Sevtap...
 
 
 
" GİZLİ BİR MEKTUBUN ÜSTÜNDEKİ BALMUMU MÜHÜR KIRILMIŞTI. ARTIK HİÇ BİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ DAVRANMAK ,YANİ MEKTUBU ESKİ HALİNE GETİRMEK İMKANSIZDI. "
 
 
" PARASIZLIK İÇİNDE DOĞAN İNSANLAR HAYATLARI BOYU ÇOK ZENGİN OLMAK İSTER YA,SEVGİSİZ DOĞAN İNSANLAR DA HEP SEVGİ ARAR.HEP ÇOK SEVMEK VE SEVİLMEK İSTER. "
 
 
" ÖLÜMLÜLERİN ARASINDA GİZLİ GİZLİ YAŞAYAN TANRILAR GİBİYDİLER.ONLARDAN BAŞKA DÜNYADA HİÇBİR ŞEY,HİÇ KİMSE ÖNEMLİ DEĞİLDİ."
 
 
" ÇOK SEVERKEN VE SEVİLDİĞİMİZİ SANIRKEN , SEVDİĞİMİZ İNSANIN SEVGİSİNİN KOCA BİR YALAN OLDUĞUNU ANLAMAK. EN KORKUNÇ ŞEY İŞTE BUDUR. "
 

27 Mayıs 2015 Çarşamba

CUPCAKE DÜKKÂNININ SIRRI & MEG DONOHUE

 


                                       CUPCAKE DÜKKÂNININ SIRRI & MEG DONOHUE

#PUPAYAYINLARI imzalı harika bir kitabın daha sonuna geldim. Geldim gelmesine ama burnumdaki aroma kokuları nasıl gidecek bilmiyorum. Kitabı okurken mutfağa gidip gelip kek yeme isteğimi zor bastırdım kesinlikle. Limonlu kek  yapacağım  bu yorumu yazıp hatta armutlu mu yapsam bilemedim kararsızım.
 
Kek kokuları arasında San Francisco daki geçmişe yolculuk yapan iki eski dost olan Annie ve Julia'nın hikayesini çoook beğendim..
 
ST.CLAIRLER'in dadısı olan Lucia kızı Annie ile beraber konakta yaşamaktadır.Konağın çalışanı olmasından ziyade dadılık yaptığı Julia ile de arasında müthiş bir sevgi bağı yaşanmaktadır.
 
Aynı okula giden Annie ve Lucia'nın okulda yaşadıkları problemler, Lucia'nın vefatı gibi olaylar bu dostluğa darbe vurmuş ve iki arkadaş birbirinden kopmuştur.. Ta ki ortak bir kek dükkanı açmaya karar verene dek..
 
Bir taraftan Julia'nın evlilik hazırlıkları devam ederken diğer yandan kek dükkanının açılışı ailede hareketli günlere sebep oluyordu.
 
Kek dükkanında yaşadıkları gizem dolu olaylar iki eski dostu bir araya getirecek mi onu okuyarak kendiniz görün istiyorum :) Şaşırtıcı bir biçimde hareketliliğe sebep olan kişiyi de yazmayayım merak edinnnnn çok kızdım çokkkkkkk.....İhanet ve nankörlük sahiden çok kötü bir yaşantı...
 
Kitabın en duygusal anı benim için Annie'nin hiç beklemediği bir zamanda karşılaştığı ....... idi...Gözlerim dolarak okudum ve mutlu oldum.
 
Annie'nin annesinin eşsiz tariflerine ulaşmak için aradığı tarif defteri nelere sebep oldu bir bilseniz!!!
 
Harika bir kurgu içinde hoş bir kitap okumak isteyenlere kesinlikle tavsiyemdir.. Kek kokusu burnumda,krema tadı damağımda okudum...
 
Ve şimdi kek yapma zamanı..Annie kadar olamasamda yapacağım artık.Görüşmek üzere..En yakın arkadaşınıza bu kitabı hediye edin bence bayılacaktır.
 
 
 
 
"Annie'yle Lucia'yı düşündüm; büyürken o ikisi annemle babam kadar ailemin bir parçasıydı; sevgiye gerek duyan bir çocuksanız ya da açık, cömert bir yetişkin, kan bağı önemsizdi."
 
 
" Annem cinaslı şiirleri çok seviyor ;
 
Görmemek sanırım başta bela
Bir ağaç kadar sevimli tabela
     Tabelalar düşmedikçe boş alanda
Görmeyeceğim ağaç falan da . "
 
 
 
 
 




23 Mayıs 2015 Cumartesi

KURUCUNUN KIZI & AMY ENGEL

         




Distopya türünde okuduğum kitaplar içinde kesinlikle başı çeken bir kitap oldu benim için beğendim falan değil resmen bayıldım.Tek kelime ile muhteşemdi.
 
 
KURUCUNUN KIZI & AMY ENGEL
 
 
 
 
 
 
 
Kitabın ciltli oluşu ve baskı kalitesinin güzelliği bir yana ;harika bir serinin başlangıcı beni sahiden büyüledi..
 
Sıkılmadan 1 günde okuyabileceğiniz bir kitap ve ne zaman devamı çıkacak diye benim gibi merak eder ve beklemeye koyulursunuz..
 
 
Konuya değinecek olursak; Abd de nükleer savaş sonrasında kalan insanlar şehrin iki farklı bölgesine yerleşmişlerdir. Lattimer'ler mi yoksa Westfall'ler mi yönetmeli arbedesinde Lattimerler kontrolü ele geçirmiştir.
 
Her yıl düzenlenen tören ile Westfalller'in kızları ile Lattimerler'in erkekleri evlendirilmekte idi..16 yaşına giren gençlerin rızası dışında gerçekleşen bu evlilikleri okurken yaşadıkları travmalar aslında bizlere hiçte yabancı gelmemektedir.
 
Kurucunun Kızı Ivy yani esas kızımız ile Başkan'ın oğlu Bishop kitabımızın baş kahramanlarıdır.Ivy'e ailesi tarafından verilen büyük sorumluluk ne olabilir sizce?Ailesine körü körüne bağlı olan Ivy bildiği herşeyin bir aldatmaca olduğunu öğrendiğinde neler yaşayacak?Bishop ve ailesi acaba Ivy'e anlatıldığı gibi kötü insanlar mı?
 
Ivy ve Bistop arasındaki ilişki o kadar hoş bir şekilde anlatılmış ki gerçek bir sevginin doğuşuna an be an şahit olmak kitapla da olsa beni çok mutlu etti..
 
 
 
 
Kitaptaki inanılmaz kurgu size tahmin etmesi zor bir sona doğru sürüklüyor..Sevmediğiniz bir karakter birden sevdiğiniz kişilere dönüşebiliyor...
 
Cesaret,aşk ve aile sevgisi öylesine güzel bir kombinasyon ile sunulmuş ki okurlara işte aradığım kitap bu diyebiliyor insan..
 
Şidddetle tavsiyemdir..Asla pişman olmayacak ve eminim benim gibi yorum yapanlara hak vereceksiniz..
 
 Distopya dünyasına adım atmadıysanız işte size harika bir öneri.. #YABANCIYAYINLARI bu işi çokkk iyi biliyor...
 
 
 
 

7 Mayıs 2015 Perşembe

Geçmişin Gölgesinde & Gülçin Özbek Kuyumcu

 
 
 
Merhaba :))) Yine güzel bir kitap yorumu ile sizlerleyim...Siyah kitap kapaklarına bayılıyorum hele ki içinde kırmızda varsa çok gizemli bir hal alıyor bence.Konusuna uygun çok hoş bir kapak olmuş bence.Ayracıda ayrı bir güzel. #MÜPTELAYAYINLARI bizim gözümüzü şenlendiriyor kesinlikle.
 
 
Kitabımız önce internet ortamında yayınlanmış ama ben okumamıştım.Kitap halini okudum ve iyiki kitap olmuş dedim.Kesinlikle çok sağlam bir kurgu ve anlatıma sahip.
 
Heyecanla okudum bazı bölümleri ve çok şaşırdım bazı yerlerindede.Yazarın kesinlikle bundan sonra ki kitaplarını okuyacağım.
 
 
 
 
Konusu bir hayli farklı aslında derin bir geçmiş içeriyor...
 
Defne Lena;Ozanla mutsuz bir evlilik yapmış ve boşanmıştır.Ozan onu yer yer rahatsız etsede ilerde yaşayacaklarını tahmin edememektedir.Annesi ve babasını kaybeden Defne, dünyadaki tek varlığı büyükannesi ile hayat bulmaktadır.  Defne,İtalya seyahati sırasında hayatının aşkı olan Lucas'la tanışacak ve aksiyon başlayacaktır.
 
Lucas çok soylu ve zengin bir aileye mensup olan çapkın bir gençtir lakin Defne'ye olan aşkı onun durulmasına sebep olur.Ailevi problemler yaşamakta ve aileden sadece büyükbabasına yoğun bir sevgi beslemektedir.
 
 
Çalıştığı şirkette aldığı ani terfisi ile çalışma yaşamıda değişen Defne yakın arkadaşları Will ve Dante ile birlikte hızlı bir yaşama kucak açar.Lucasla olan aşkı dolu dizgin devam eder.
 
Kitapta büyükanne ve büyükbaba beni en çok etkileyen diğer bir çift oldu.Yıllara rağmen gerçek aşkın direndiğine en güzel kanıtlardı bence..
 
Lena ve Lucas'ın evliliklerini takip eden günlerde yaşanan olumsuzluklar - ki bunları kitaptan öğrenmelisiniz - kitaba kilitlenmemi sağladılar.
 
Lucas'ın annesinden kesinlikle nefret ettim hele o Arda ve Ozan haketti yaşadıklarını...
 
Bol aksiyon,aşk ve sadakat içeren enfes bir romandı.Kesinlikle tavsiye ederim.. Sonu harikaydı ayrıca çok mutlu oldum kitabın kapağını kapadığımda..
 
Teşekkürler yazarımıza ve #MÜPTELAYAYINLARINA
 
 
 
 
 
"TANRININ BANA ADİL DAVRANMADIĞINI DÜŞÜNDÜĞÜM ZAMANLAR ÖYLE UZAKTI
 
Kİ ARTIK!
 
TAMDIM.TAMAMDIM "
 
 
 
 
 " BÜYÜLENMİŞ HALDE GÜZELLİĞİNİ SÜZERKEN,DURAN ADIMLARININ YÜREĞİME SALDIĞI KORKUYU HİSSETMİŞ MİYDİM HİÇ DAHA ÖNCE,HATIRLAMIYORUM."
 
 
"BİRBİRİMİZDEN UZAK KALDIĞIMIZ GÜNLERİN ACISINI BİRLEŞEN BEDENLERİMİZLE UNUTTUK.ÖZLEMİ,AŞKI,TUTKUYU PAYLAŞTIK,SEVGİMİZİ HAYKIRDIK KESİK NEFESLERİMİZDE YENİDEN VE YENİDEN... "
 
 
 
 


Geçmişin Gölgesinde & Gülçin Özbek Kuyumcu

 
 
 
 
 
 
Kitap Adı; Geçmişin Gölgesinde
 
Yazarı; Gülçin Özbek Kuyumcu
 
Yayınevi; Müptela Yayınları
 
Sayfa sayısı; 422
 
 
 
 
Geçmişinizden, geçmişinizdekilerden ve köklerinizden gelen karanlık bir mutsuzluğun altında eziliyorsanız güneşin varlığına inanabilir misiniz?

Peki ya aşkları yüzünden lanetlendiğini düşündüğünüz bir aileniz varsa, hiç korkmadan aşkın kollarına bırakabilir misiniz kendinizi?

Geçmişin Gölgesinde kalmayı kabul etmek ya da ışığın peşinden koşmak arasında kalan Lena ile gerçek aşkı ilk kez bulan ve kaybetmemek için her şeyi yapabilecek Lucas'ın hikâyesi bazen bir peri masalına bazen de bir kâbusa dönüşüyor.

Lena ve Lucas'ın yolculuğunda; isimleri "ışık" anlamına gelen bu kadın ve adamın birbirlerini bulmaları ile başlayan öykülerine şahit olacak, gölgeyi yaratan ve yok eden ışığın nerede saklı olduğunu göreceksiniz.
 

5 Mayıs 2015 Salı

KURUCUNUN KIZI &AMY ENGEL

 
 
8 Mayısta #YABANCIYAYINLARI tarafından dağıtımına başlanacak olan #KURUCUNUNKIZI tanıtım programında sizlerleyim...Çok iddialı bir kitap daha ufukta.Çok seveceksiniz ben ön okumadan sonra büyülendim adeta...
 
 
 
 
 
KİTAP ADI;KURUCUNUN KIZI
YAYINEVİ;YABANCI YAYINLARI
YAZARI;AMY ENGEL
ÇEVİRMEN;MERVE ÖZCAN
TÜRÜ;DİSTOPYA
SAYFA SAYISI;272
 
 
 
 
 
 
ARKA KAPAK YAZISI;
 
 
 
Dehşet verici bir nükleer savaş sonrası Amerika Birleşik Devletleri büyük ölçüde yok edilmiş, sadece küçük bir grup hayatta kalmıştı. Geriye kalanları kimin yöneteceği konusunda Lattimer’lar ve Westfall’lar arasında çıkan savaşı Westfall ailesi kaybetmişti. Ve beş yıl sonra barış ve kontrol, her yıl yapılan bir törenle, kaybeden tarafın kızları ile kazanan tarafın erkeklerinin evlendirilmesiyle sağlanmaktaydı. 
Bu yıl benim sıram gelmişti. 
Benim adım Ivy Westfall ve görevim basitti: Başkan’ın oğlunu, müstakbel kocamı öldürmek ve Westfall ailesinin gücünü geri kazanmasını sağlamak. 
Ama görünen o ki, Bishop Lattimer ya çok yetenekli bir oyuncu ya da ailemin iddia ettiği gibi kalpsiz, zalim bir çocuk değil. Hatta beni bu dünyada gerçekten anlayan tek kişi bile olabilir. Ama kaderimden kaçmama imkân yok. Ben Westfall mirasını geri alacak kişiyim. 
Çünkü Bishop ölmeli. Ve onu öldüren ben olmalıyım… 
 
 
“Bir oturuşta okudum. İ-NA-NIL-MAZ-DI! O nasıl bir sondu öyle?!”  Wendy Higgins, Tatlı Şeytan ve
Tatlı Tehlike romanlarının yazarı
“Etkileyici ve ince düşünülmüş bir dünya, merak uyandırıcı bir başlangıç, cesur bir kahraman.” — Kirkus Reviews
“Güçlü karakterler, karmaşık ilişkiler, politik entrikalar ve ihanet, kitabı elinizden bırakmanıza engel olacak; daha fazlası için sabırsızlanacaksınız!” — School Library Journal
“Kurucunun Kızı’nda bir distopyada arayacağınız her şey var: tüyler ürpertici bir olay örgüsü, heyecan verici karakterler ve her kelimesi özenle yazılmış bir hikâye.”  — Insightful Minds Reviews



4 Mayıs 2015 Pazartesi

LANETLİ & K.A.TUCKER

 
 
 
 
YAYINEVİ;YABANCI YAYINLARI
YAZARI;K.A.TUCKER
ÇEVİRMEN;İNCİ NAZLI
SAYFA SAYISI;352
BASIM TARİHİ;2015/4




  Evangeline gençlik yıllarında adeta görünmezdi. Koruyucu ailesi duygusuz bir robota benziyordu ve sınıf arkadaşları genel olarak o yokmuş gibi davranıyorlardı. On sekiz yaşına girmek üzereydi ama tamamen yalnızdı ve birileriyle bağ kurmak için yanıp tutuşuyordu. Herhangi birisiyle…
   Bir kafede Sofie ile karşılaştığında aradığı kişiyi bulduğunu düşünmüştü. Sofie’nin asistanı olması için sunduğu teklifi kabul ederek her şeyini geride bırakıp Manhattan’a taşındığında, kendisini pırlantaların ve sınırsız harcanan paranın sıradan olduğu, lüks bir dünyanın içinde bulmuştu.
 Tüm bu cömertliğin ortasında, etrafında dönen gariplikleri göz ardı etmesi son derece kolaydı:        Sofie’nin sergilediği tuhaf ve şiddet eğilimli davranışları, canavar gibi koruma köpekleri. Hatta kâbuslarında gördüğü kanlı cinayetleri, mağaralarda yaşayan evsizleri ve beyaz gözlü iblisi, özellikle de yakışıklı Caden’ı. Ama bir gece uyandığında boynundaki diş izleri bu peri masalının çabucak uçup gitmesine neden olmuştu. Yavaş yavaş Sofie’nin ve arkadaşlarının sırları ortaya çıkıp da diş izlerinin açıklaması ve rüyaları netleştikçe, gerçeğin hayal bile edemeyeceği kadar korkunç ve gizemli olduğunu fark etmişti. Şimdi, Evangeline’in yalanlarla dolu bir dünyada hayatta nasıl kalacağına karar vermesi gerekiyordu!

KURUCUNUN KIZI & AMY ENGEL



                                                   
                                                    


                #KURUCUNUNKIZI #AMYENGEL #YABANCIYAYINLARI #ÖNOKUMA


“Hepinizin bildiği gibi,” dedi, “gencin ismini okuyaca­ğım, o da öne çıkacak. Sonra zarfı açacağım ve karısı ola­cak kızın adını okuyacağım.” Aşağı, bize baktı. “Lütfen is­miniz okunduğunda sahneye çıkın. Eğer bittiğinde isminiz okunmadıysa, bu sadece komitenin bu seneki oğlanların hiçbiriyle iyi bir eşleşme yakalayamadığınıza karar verdiği anlamına geliyor.” Bize canlı bir gülümseme verdi. “Bunda utanılacak bir şey yok,” dedi, “elbette.” Ama seçilmemek utanç vericiydi; herkes bunu biliyordu. Kimse yüksek sesle söylemiyordu ama kimseyle eşleşmemesi kızın suçuydu. Her zaman kızda bir şey eksik bulunurdu, asla öbür türlü olmazdı.

Çağırılan ilk isim Luke Allen’dı. Sarışındı, burnuna sa­çılmış esmer şeker gibi çilleri vardı. Bayan Lattimer önünde ismi yazlı zarfı yırtıp açarken gözleri biraz büyüdü, krem kartı çıkardı. “Emily Thorne,” diye çağırdı. Arkamdan hışırtı ve heyecanlı
mırıldanmalar geldi, kafamı çevirdim. Ufak tefek, karamel saçlı kız kendi sırasında oturan kızların dizlerini geçti. Merdivenlerden sahneye ilerlerken birazcık tökezledi ve Luke elini almak için aceleyle öne ilerledi. Bazı kızlar, sanki bu gördükleri en romantik hareketmiş gibi iç çektiler ve ben gözlerimi yuvalarında, yerli yerinde durması için zorladım. Luke ve Emily rahatsızca dikildiler, birbirleri­ne kaçamak bakışlar attılar, sonra sıradaki çiftin ilan edilme­si için sahnenin kenarına kışkışlandılar.

Kalın zarf yığınını bitirmek saatler sürmüş gibi geldi. Ve o zaman bile oturan bir sürü kız vardı, yanımda olan da dâhildi. Bayan Lattimer son zarfı tutarken yanaklarından gözyaşları akıyordu. Ona sevinmesini, bu akşam eve gide­bileceği ve gelin olmak dışında hayatında neleri başarmak istediğine karar verebileceği için mutlu olmasını söylemek istedim. Ama sözlerim soğuk bir rahatlatma olacaktı. Çün­kü herkesin bu kız hakkın hatırlayacağı tek şey, eve evlen­meden döndüğü ve günün sonunda seçilmemiş olduğuydu.
 
 
 
 

Bayan Lattimer omzunun arkasından kocasına baktı ve başkan ayağa kalktı, podyuma yaklaştı. Uzun bir adamdı; oğlunun boyunu nereden aldığını görmek kolaydı. Koyu saçları zamansız şakaklardan grilerle lekelenmişti, çene­sindeki çukur güçlüydü. Soluk mavi gözleri kalabalığı in­celedi, benim üzerimde duraksadı. Omuriliğime bir titre­me geldi ama bakışlarına karşılık verdim.

“Bugün özel bir gün,” dedi. “Normalde olduğundan daha da özel. Yıllar önce, savaştan sonra, nasıl tekrardan inşa edeceğimize dair anlaşmazlık vardı. Nihayetinde iki taraf bir uzlaşmaya varabildi.”

Savaşı bir anlaşmazlığa, mecbur bırakılmayı uzlaşmaya döndürmesini ilginç buldum. Bize anlattığı hikâyelerdeki kelimeleri çarpıtmada hep uzman olmuştu.

“Hepinizin bildiği gibi, babam Alexander Lattimer en sonunda kontrolü ele geçiren gruba liderlik etmişti. Ve Sa­muel Westfall ona karşı çıkmış ancak zaman içinde, gele­cek için babamın vizyonunu kabul etmişti.”

Bu yalandı. Büyük babam asla Westfall için Lattimer’ın vizyonunu kabul etmemişti. Demokrasiyi, insanların oy hakkının olmasını ve hayatları hakkında söz sahibi olabil­melerini istemişti. Sürekli büyüyen, hayatta kalmayı başa­ran grubu, bu şekilde tutarak ve yerleşecek bu yeri bula­na dek sürekli hareket ederek yıllarını harcamıştı. Sonra kendisi ve soyundan gelenler için bir hanedanlık isteyen Alexander Lattimer tarafından hepsi elinden koparılıp alınmıştı.

Kafamı kalabalıktaki babama ya da Callie’ye çevirme­ye cesaret edemedim. Bunca yılın ardından duygularını saklamakta becerikliydiler ama ben gözlerindeki öfkeyi okuyabilirdim ve kendi gözlerimde gözükmesine izin ve­remezdim.

“Ve bugün, ilk defa bir Lattimer ve Westfall arasında bir evlilik oluyor,” dedi başkan Lattimer gülümseyerek. Bana içten göründü ve belki de öyleydi. Ama ben ayrıca bu evliliğin onun için ne demek olduğunu da biliyordum. Gücünü sabitlemek için başka bir yoldu ve buna çok mem­nundu. Babamdan sonra başka bir Westfall olmayacaktı. Başkan Lattimer için Westfall soyunun sona ermesi yeterli değildi; benim çocuklarımı da Lattimer’lara çevirmeliydi.

“Şimdiye dek ailelerimizden hiçbiri kız üretmekte pek başarılı olamamıştı.” Başkan Lattimer devam etti. Kalaba­lıktan hafif gülüşme sesleri geldi ama kendimi katılmaya zorlayamadım, katılmam gerektiğini bilsem bile. Gülüş­meler kesildiğinde, Başkan Lattimer herkesin görmesi için zarfı kaldırdı. “Başkan’ın oğlu ve Kurucu’nun kızı,” diye duyurdu.

2 Mayıs 2015 Cumartesi

SEVGİNİN BÜYÜSÜ & BETH HOFFMAN




 
 
Adında geçen büyü kelimesi kadar etkili, büyülü bir kitap okudum. İnanılmaz sevdim,etkilendim...
 
 Hani yüreğinize sevgi dolu satırları  ile taht kuran kitaplar vardır "SEVGİNİN BÜYÜSÜ " de kesinlikle onlardan bir tanesi oldu benim için. Öyle güzel ve anlamlı cümleler var ki dönüp dönüp bir daha okudum.
 
Kitap oldukça akıcı,çevirmene sonsuz sevgiler..Editasyon da harika bir şekilde bizlerle buluşmuş. Yayınevinin ilk kitabı, inanıyorum ki çok parlak ve güzel kitaplarla okurlarla buluşmaya devam edecek. Dilerim ki kitap hakettiği çıkışı yakalar.
 
 
 
 
Konusuna değinmek istiyorum; ülkenin kuzeyinde annesi ve sadece hafta sonları eve uğrayan babası ile yaşayan CeeCee adında bir çocuğun hikayesini okuyacaksınız. Annesinin ruhsal problemleri yüzünden toplumdan izole bir şekilde yaşamaya çalışan ve annesinin davranışlarından utanç duyan bir kız çocuğudur kahramanımız.
 
Babası sadece hafta sonları eve gelmekte, geldiğinde de annesi ile tartışarak çoğu zaman evde kalmayarak geri dönmektedir. CeeCee kendini derslerine ve kitap okumaya adamış oldukça başarılı bir çocuktur. En yakın arkadaşı komşuları olan yaşlı Bayan Odell dir.
 
Annesini üzücü bir kaza sonucu kaybeden Cecelia , annesinin teyzesi ile yaşamak için ülkenin güney kesimine babası tarafından getirilir. Babasının onun bıraktığı gün,onu da kayıp olarak kabul eder, küçük yüreği ile.
 
 
Tootie Teyze,CeeCee'ye mükemmel lüks bir hayat,inanılmaz bir sevgi verecektir. Zaman zaman uyum problemleri yaşasada mutlu bir hayatı olan Cecelia'nın okul hayatıda mutlu başlayacaktır...
 
 
 
 
Karşılıksız sevginin ,bir çocuk gözünden anlatımı beni bir hayli büyüledi..
Mutlaka ve mutlaka okunmalı...Hala var olan dostlukların, yardımsever insanların öyküsü...Çok güzel mesajlar verdiğini düşünüyorum...
 
 
 
 
"Gerçek arkadaşlar birbirlerini yürekten sever, arkadaşları kırılmasın diye bazı şeyleri görmezden gelirlerdi."
 
 
"Doğası gereği o kadar neşeli ve iyi kalpliydi ki insanların iyi taraflarına bakmayı tercih edip kötü yönlerini görmezden geliyordu. Bazı kötü taraflar affedilmez ve onarılmazdı.O kötü tarafların açtığı yaralar da hiç bir zaman kapanmazdı. "
 
 
"Yas tutmanın bir sürü çeşidi vardır.Herkesin yas tutma şekli ayrıdır.Bir çeşidi vardır ki duyguların alınmış gibi uyuşuk hissedersin.Birini kaybedince duyulan üzüntü küçük bir kıymık gibi içindedir , o kadar küçüktür ki sen orada olmadığını düşünürsün. "
 
 
"Hayat kimseyi beklemez,hatta senin kadar özel birini bile.Kimse için durup beklemez.Bu yüzden artık kendini toplayıp hayata karışmanın vakti geldi. "