24 Mayıs 2016 Salı

KEHRİBAR ZAMANINDA AŞK & BİGE GÜVEN KIZILAY










                                    #hayykitap #kehribarzamanındaaşk #bigegüvenkızılay


Bige Güven Kızılay'ın kaleminden 1930 ların Ankara'sında görücü usulü evlenen Münevver ve
Ihsan'ın hayatının anlatıldığı bu güzel kitabi zevkle okudum.
Gerçek bir yaşam hikayesi. Öyle ki kendimi o aileye ışınlamak istedim. Öylesine sevgi dolu ve saygılı insanlarmış ki keşke tanısa idik dedim.
      Nine,anneanne ,anne, ķız ve torun 5 kuşak iç içe ve köklerine sımsıkı bağlı. Aile kavramının hakiki olarak yaşanmasını tebessüm ederek okudum ve Atatürk sevgisinin bir ailede nasıl çocukluktan kazanıldığını ...
  Kitap Cumhuriyet 'in ilk yıllarında ülkenin halini de anlatıyor. Ülkedeki politik değişimlere siyasi oluşumlara değiniyor. Bir nevi dönem romanı da sayılır nitelikte. Köy Enstitüleri'nin kapatılması, 27 Mayıs darbesi ve daha bir çok yaşanmış olaylar.

Bu tür kitapları tarihçi olmam vasfı daha bir seviyorum . Benim gibi sizde seviyorsanız okumalısınız.

KEHRİBAR ZAMANINDA AŞK & Bige Güven Kızılay




KİTAP ADI ; KEHRİBAR ZAMANINDA AŞK
YAZAR; Bige Güven Kızılay
YAYINEVİ ; hayy kitap
SAYFA SAYISI; 352
BASIM YILI ; 2015



"Münevver titreyen elini yavaşça o'nun eline bırakıverdi. Elini sımsıkı kavradı eli. Sıkı ama nazikçe… Öyle nazik bir tutuş ki, sanki yavru bir kuşu avucuna alırcasına… İncitmemeye özen gösterir gibi… Üstelik bu ayaz kış gününde, nasıl olabiliyorsa sıcacıktı elleri. Yumuşak, güven verici… Başını kaldırdı, baktı Münevver. Gözgöze geldiler. Kehribar rengi gözleri vardı!.."

Aşk biraz kehribara benzer aslında... Bir ağacın özsuyu gibi insanın doğasında vardır... Reçine diye yüzüne bakmadığımız o şey, yıllar boyunca binbir mevsimi yaşar, en sert rüzgârlarda savrulur, en vahşi yağmur taneleriyle dövülür, en sıcak güneşle ısınır, en soğuk karla kaplanır... Sonunda ise şahane bir renkte çok değerli bir taşa dönüşür. Adına o zaman kehribar derler… Aşkın kehribar hali herkese nasip olmaz. Çünkü sabır gerektirir. Emek gerektirir. Hoşgörü gerektirir. Vefa gerektirir. Reçineyi mücevher yapan zorlu süreçte ellerinizi sımsıkı kenetleyip durabiliyorsanız eğer, boynunuza kehribardan kolyenizi ışık ışık bir nişan gibi takarsınız. Kehribar aşkın ta kendisidir..

Tarihte İstanbul Esnafı & Reşad Ekrem Koçu






KİTAP ADI ; Tarihte İstanbul Esnafı
YAZAR; Reşad Ekrem Koçu
YAYINEVİ; Doğan Kitap
Sayfa Sayısı ; 256
BASIM YILI ; 2016


Reşad Ekrem'in dilinde tarih gerçek hayattan daha canlı, daha güzel, daha büyülü…
Dört başı mamur bir İstanbul esnaf tarihi: Çengilerden berberlere, çiçekçilere, esircilere, bakkallara, çöpçülere, dilencilere, arabacılara, bekçilere, cellatlara varıncaya kadar bütün İstanbul esnafı... Gedik, hirfet, tarik, lonca, lonca piri, esnaf nizamı, sandık, çarşı, esnaf kıyafetleri, çırak çıkarma, peştamal kuşatma, narh defterleri, esnaf teftişi ve cezalar, orduyla beraber sefere çıkan esnafın düzenlediği ordu alayı, saray düğünlerinde esnaf alayları ve esnafın düğün hediyeleri, sofa tezkereleri, bekâr hanları, bekâr odaları, esnaf civanları, şehrengizler, esnaf türküleri ve kantoları...

Ve daha nice ilginç bilgi Tarihte İstanbul Esnafı'nda.

"Uzun yıllar öncesine dönüyorum ve Murat Reis'in Oğlu'nu okumaya başlıyorum. Büyük bir hayranlıkla okuduğum bu roman uçsuz bucaksız denizlerden geçip giderek bana Osmanlı tarihini sevdiriyor. Yazarı Reşad Ekrem Koçu, Osmanlı tarihini 'bugünde yaşatan' mucizevi, görkemli bir yazar! Reşad Ekrem'in eşsiz eseriyle dostluğum artık hep sürecek, herhalde ölünceye kadar…"
-Selim İleri-

"20. yüzyılın başında şehrin hüzünle yaraladığı ve şehrin hüzünlü ama tamamlanmamış bir imgesini yaratan o özel ruhlardan biridir Reşad Ekrem Koçu."
-Orhan Pamuk-

Reşad Ekrem Koçu & Tarihten Hikâyeler Kızlarağasının Piçi







KİTAP ADI ; Tarihten Hikâyeler Kızlarağasının Piçi
YAZAR; Reşad Ekrem Koçu
Yayınevi; Doğan Kitap
Sayfa Sayısı; 72
Basım Yılı ; 2016

Reşad Ekrem'in dilinde tarih gerçek hayattan daha canlı, daha güzel, daha büyülü…
Kızlarağası Sünbül Ağa'nın Sultan İbrahim'e sunduğu Gürcü dilberi Zafire'nin oğlu Osman'ın başına neler geldi? Haremin civarındaki ağaçlar neden kesildi? Abaza Mehmed Paşa ne yaptı da IV. Murad'ın bile taklit ettiği bir "moda ikonu" oldu? Saray baltacılarından Deli Hüseyin'in, İran elçisinin hediyesi "katı yay"la başlayan Osmanlı tarzı "başarı öyküsü". İstanbul gümrüklerinin kadın mültezimi Ester Kira'nın hazineye verdiği kalp akçeler nelere yol açtı? Gemici mahallesi Kasımpaşa fetihle başlayan tarihi boyunca neler gördü? Bütün bu meraklı soruların cevapları Reşad Ekrem Koçu'nun renkli kaleminden Kızlarağası'nın Piçi'nde.

"Uzun yıllar öncesine dönüyorum ve Murat Reis'in Oğlu'nu okumaya başlıyorum. Büyük bir hayranlıkla okuduğum bu roman uçsuz bucaksız denizlerden geçip giderek bana Osmanlı tarihini sevdiriyor. Yazarı Reşad Ekrem Koçu, Osmanlı tarihini 'bugünde yaşatan' mucizevi, görkemli bir yazar! Reşad Ekrem'in eşsiz eseriyle dostluğum artık hep sürecek, herhalde ölünceye kadar…"
-Selim İleri-

"20. yüzyılın başında şehrin hüzünle yaraladığı ve şehrin hüzünlü ama tamamlanmamış bir imgesini yaratan o özel ruhlardan biridir Reşad Ekrem Koçu."
-Orhan Pamuk -




Osmanlı Cadısı & Barış Müstecaplıoğlu




"Ödüllerle ve şöhretli işimiz yok " diye başını iki yana salladı Gül Hanım. " Bir şeyi değerli kılan nadir olmasıdır Kemal Bey. Herkes kolayca ulaşabilirse bir kıymeti kalmaz. "



Selam.
Bu gün günlerden #doğankitap.
Bahsetmek istediğim kitap ise bir hayli ses getiren Osmanlı Cadısı...

Adıyla ilgimi çeken ve okudukça beni içine hapseden bu sıra dışı kitabı beğeni ile okudum.
Yazarı ile tanışmam bu kitap ile oldu ve cümlelerin derinliği beni etkiledi. 268 sayfa ve her sayfası bir diğer sayfayı çevirmeye teşvik ediyor insanı.
Kitap geçmiş ile geleceği harmanlamış ve muazzam bir örüntü eşliğinde bizlere sunmuş ...Gözlerimin önünde ise arz-ı endam eyleyen semazenler kaldı okuyunca.

Bir yanda Osmanlı sularında sefere çıkan Haymanalı Süleyman Paşa diğer yanda İstanbul Şehir Cumhuriyeti’nin iki yüz katlı mega kulelerinden birinde yaşayan özel dedektif Kemal ...
Bir yanda Süleyman Paşa'nın İdaresindeki Şahmeran kalyonunun sulara gömüldüğü büyük bir fırtınanın ardında himaye ettiği Ayşe ve onu saklayan Mevlevi dergahı diğer yanda Dedektif Kemal'in dinmeyen ağrılarına çözüm arayışı ve Neşe'si ...
Bir yanda İstanbul Şehir Cumhuriyetinde uçan arabalarla, robotlarla ve üstün teknoloji ile birlikteyken diğer yanda Mevlevi dergahına gidip huşu içinde dinlendiriyorsunuz ruhunuzu.
Her şey Dedektif Kemal'in küme baş ağrılarına çözüm bulacağını teklif eden Gül Hanım'ın önerisi ile başlıyor. Gül Hanım ve onun açtığı sorunlar, beraberinde gelen heyecan dolu günler..
Kitap şaşırtıcı bir şekilde ilerliyor ve eksik parçalar beklemedik noktalarda birleşip bir bütün oluyor...
Beni en çok etkileyen kısım ise Ayşe'nin Osmanlı sularına geliş şekli idi...


 Bu aralar farklı bir şeyler okumak isterseniz tavsiye ederim.


İtiraflar & Kanae Minato






KİTAP ADI ; İtiraflar
YAZAR ; Kanae Minato
ÇEVİRMEN; Begüm Kovulmaz
YAYINEVİ; Doğan Kitap
SAYFA SAYISI ; 192
BASIM YILI ; 2016


İtiraflar, gerçek hayatın atari salonlarında oynanan vahşi oyunlardan çok daha acımasız olduğunun kanıtı.
İtiraflar, kara, sessiz, irkiltici, acımasız bir intikam öyküsü… Minato'nun, bağırıp çağırmayan, bir akarsu dinginliğinde akan satırları, öğretmen Yuko Moriguçi'nin, dört yaşındaki kızını öldüren iki ortaokul öğrencisinden aldığı intikamın dehşetini yansıtıyor. İtiraflar'ı okurken çocukluk, masumiyet, eğitim üzerine düşüncelerinizi gözden geçirip Kanae Minato'nun aile, sistem, teknoloji, şiddet ve tüketim kültürüyle çepeçevre sarılan hayatlarımızın orta yerine attığı sorularla cebelleşeceksiniz.




Osmanlı Cadısı & Barış Müstecaplıoğlu







KİTAP ADI ; Osmanlı Cadısı
YAZAR ; Barış Müstecaplıoğlu
YAYINEVİ ; Doğan Kitap
SAYFA SAYISI ;268
BASKI YILI ; 2016
DİLİ; TÜRKÇE
TÜRÜ; Bilim kurgu-Distopya





Barış Müstecaplıoğlu Osmanlı Cadısı'nda uçan arabalarla leventleri, robotlarla semazenleri sıra dışı bir kurguda ustalıkla buluşturuyor.

Osmanlı sularında sefere çıkan Haymanalı Süleyman Paşa denizin ortasında büyüleyici güzellikte bir kız bulur. İdaresindeki Şahmeran kalyonunun sulara gömüldüğü büyük bir fırtınanın sonunda sadece ikisi hayatta kalır. Paşanın Ayşe adını verdiği ve giderek tutkuyla bağlandığı bu kızı korumasının tek yolu onu bir Mevlevi dergâhında saklamaktır. Ama gizem ve sürprizlerle dolu Ayşe burada güvende olacak mıdır?

İstanbul Şehir Cumhuriyeti'nin iki yüz katlı mega kulelerinden birinde yaşayan özel dedektif Kemal hayatını cehenneme çeviren sıra dışı bir hastalıktan mustariptir. Bir gün kapısına gelen varlıklı bir müşteri, isteklerini yerine getirdiği takdirde onu bu illetten kurtarabileceğini söyler. Kemal'in bir cinayeti çözmek için yeraltındaki İstanbul Eşitlik Hareketi'ne sızması gerekmektedir.