8 Ekim 2015 Perşembe

ERTÜRK AKŞUN & 18 SAAT

 
 
 
 
 
 
ERTÜRK AKŞUN & 18 SAAT
 
 
Heyecan ile beklediğim bir ERTÜRK AKŞUN kitabını daha bitirmenin  mutluluğunu yaşarken yeni kitap ne zaman çıkar acaba diyede beklemeye başladım :))))))))
 
Yazar'ın kalemi  ile Agafya'yı okurken tanıştım ve çok etkilenmiştim. Ardından Ateş'i okudum. Yarım Kalan dedim ... Sonra 18 SAAT geldi, hoş geldi ...
 
Yazarı sevmemin nedenlerinden biri engin tarih bilgisini konuşturması ve kitaplarını okurken kendisinin de ne kadar iyi bir okur olduğunu anlamam. Her kitap yoğun bir araştırma sonucunda yazılmış diyorsunuz okurken . Cesurca yazılan cümleler. Dişini budaktan esirgemeyen yazarlarımızdan Sayın ERTÜRK AKŞUN ...
Cinselliği tabu olarak görmeden, insanların hissedip te ifade etmeye korktuğu hislerini yürekli bir biçimde satırlara döküyor.
 
Yazar ,18 SAAT adlı kitabında birbirinden farklı  karakterleri çok güzel ve ustaca harmanlamış .
Tolga, Nadir, Özge , Berrak , Enver ve diğerleri.. Her kesimden insan yaşadıkları sosyal çevre ile birlikte analiz edilmiş ...
 
 Nadir'in mimarlık ofisinin açılışının yapılacağı gün farklı sosyal çevrede şekillenen insanlar bir araya gelir ve beklemedikleri bir olaya sahne olur o gün ofis ...İnsanların yaşadıkları korku ve merak; içlerinde sakladıkları gerçek benlerinin ortaya çıkmasına sebep olur... Yeni başlangıçlarıda beraberinde getirecek olan yaşananlar; kimisi için yeni bir hayat, kimisi içinse hayatın sonu oluyor kitapta ...
 
Geçmişte yaşanan acıların insanların karakterlerini ve hayata bakış açılarını nasıl etkilemiş olduğunu görüyoruz, Bektaş'ın Paşa Dayı'ya olan hislerini okurken...
 
İnsanların beklentileri karşılandığında nasıl sakinleştiğini okuyoruz Ganimet'in kayınvalidesi onlara mülkünü verdiğinde..
 
Aşkın uslanmaz denilen Tolga'yı yola getirdiğini okuyoruz Jale ile olan ilişkisinde ...Ve Berrak'ın da tam bu yüzden nefret ettiğini anlıyoruz Tolga'dan ...
 
 
 
 
Ben ilk görüşte aşkın varlığına inananlardanım o yüzden daha bir sevdim Enver ve Melisa ikilisini ...
 
Yazar macera, aşk ve şehvet yüklü satırlarına tarihide sığdırınca oldukça güzel bir kurgu oluşmuş.
Tavsiye ederim.. Sıradışı bir kalem okumak isteyenler için ideal...
 
 
 
 
" Neden Eylül'ü seviyoruz ki acaba ? Kime sorsan ,hangi yazara, şaire, sanatçıya, aşığa sorsan seviyordur Eylül'ü. Hüznü seviyoruz biz çünkü. Mutluluğumuzu bile ancak hüzünle ifade edebilen bir geçmişten geliyoruz. Aşkı bile acılı seviyoruz . "
 
 
" Kadının en önem verdiği şey güvendir... Seksten de, uyum ve eğlenceden de önemlidir güven duygusu ..."
 
"Erkek dediğin güçlü olmak zorunda derdin sen hep. Artık kadınlar da mı güçlü olmak zorunda dayıcığım ? "
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder