25 Ağustos 2015 Salı

KAFES & JOSH MALERMAN



 
 
Kitap Adı ; KAFES
Orijinal Adı; Bird Box
Yazar;Josh Malerman
Çevirmen ; Aslı Dağlı
Yayınevi ;İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı; 330
Basım Yılı ; Ağustos 2015
 
 
 
"Görülmemesi gereken korkunç bir şey...
Ona atılan bir bakış kişiyi ölümcül bir deliliğe sürüklüyor. 
Ne olduğunu ve nereden geldiğini ise kimse bilmiyor." 
 
Tanıtımlarından büyük bir merakla takip edip beklediğim kitabı bir çırpıda okudum. 330 sayfa ve inanılmaz akıcı. Zaten meraktan ve gerilmekten bırakamıyorsunuz. Peki ya şimdi diye diye okuyorsunuz.
 
Bana göre bir hayli başarılı bir gerilim kitabı . Heyecan daima doruktaydı. O kadar gerildim ki acaba gözlerim olmasa ne yapardım diye düşünmeye başladım. Ben gözlerime ilk defa bir kitaptaki konu nedeni ile şükrettim.
 
Malorie ve kız kardeşi hayatlarına devam ederken her şey biranda değişiyor.
Normal yaşamın seyrinde insanların birden gördükleri şeyler - evet şeyler çünkü haklarında herhangi bir fikir yok- yüzünden delirerek kendilerine zarar vermeleri ile başlıyor. Ortamda kan ve ölüm kokusu var.
 
İnsanların tüm bu kötülüklerden korunması için tek bir yolları var. Yaşamlarını idame ettirmeye çalışıyorlar bu şekilde.
 
Malorie de çocuğunu bu şekilde dünyaya getiriyor ve onu eğitiyor. Sabrının sonunda geldiği nokta, çocukları yetiştirme şekli bir hayli enteresan.
 
Duyu organlarının etkin kullanımı oldukça ilgi çekici.
 
 
Bir geçmişten bir gelecekten anlatılmış olayların gelişimi.
Bu tarz kitaplar daha çok ilgimi çekiyor benim. Olaylar ve geçmiş daima sıcağı sıcağına okunuyor gibi geliyor.
 
Çevirinin akıcılığı da ayrı bir güzel tabiki . Çevirmeni çok sevdimmmmm.
 
Tavsiye ederim efendim, gerilim severlere "KAFES " hapsedecek okurları içine...
 
Görüşmek üzere... 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

22 Ağustos 2015 Cumartesi

Başka Dilde AŞK & Mia Sheridan

 
 
 
Başka Dilde AŞK & Mia Sheridan
 
Orijinal Adı : Archer’s Voice
Çevirmeni: Hanife Albayrak
 
Yayınevi: Yabancı Yayınları
 Yayın Tarihi:  2015
 
Sayfa Sayısı: 392
 
 
 
 
 
Adından ve güzelliğinden bir hayli bahsedilen kitabı nihayet okudum. Hem de 1 gün gibi bir sürede. Gerçekten oldukça akıcı .Buradan çevirmene selam olsun. Harika bir iş çıkarmış . Sıcaklarla boğuştuğumuz bu yaz günlerinde beni sıkmadan aktı gitti sayfalar.
 
Bree ve Archer'in hikayesi oldukça hoş ve sevgi dolu.. Geçmişlerindeki üzücü olayları birbirlerine sığınarak atlatmaya çalışan iki gencin aşk dolu hikayesi.
 
Bree, annesini ve babasını kaybetmiştir. Kendini dinlemek ve sakinleşmek için küçükken ailesi ile beraber tatil yaptığı küçük göl kasabasına gelir.
 
Archer, ailesini üzücü bir kazada kaybetmiş tek başına, kendini tüm kasaba halkından izole ederek yaşayan bir gençtir. Ta ki Bree ansızın karşısına çıkana dek.
 
Aşkın her türlü engeli aştığına, sevginin en iyi ilaç olduğuna bu kitapla şahit oluyorsunuz.
 
Kitabın cesur kişiliği, baskın karakteri Bree. O olmasaydı Archer bu kadar kendine güven duyamazdı, açılamazdı .
 
 
 
 
Sessizliği getirdin sen,
Duyduğum en güzel sesti,

Çünkü senin olduğun yerdi.
Şimdi bunu benden alıyorsun.
Ve artık dünyadaki tüm o sesler,
Kırık kalbimi tamir edebilecek kadar yüksek seste değil.
Sonsuz, uçsuz bucaksız yıldızlara bakıyor ve fısıldıyorum,
Bana geri dön,
Bana geri dön,
Bana geri dön...
 
Bree'nin cep telefonuna ulaşamayan Archer'in üzüntüsü beni çıldırttı adrenalin hat safhada idi. Heyecan açısından biraz daha kıvranmak isterdim okurken.
 
Güzel bir aşk hikayesi okumak isteyenlere tavsiyemdir.
 
 
 
"Sessizliği getirdin sen, duyduğum en güzel sesti."
 
İşte beni benden alan bir cümle...
 
"Bana aşkın işaretlerini sordu  ve bende ona ismini heceledim. "
 
 
 
Görüşmek Üzere...
 
 
 
 

19 Ağustos 2015 Çarşamba

Feride & Tuna Serim

 


Feride & Tuna Serim
 
 
 
1 günde soluksuz okuduğum bir dönem romanı Feride ... Yazarında okuduğum ilk romanı .
 
Kapağı insanın merakını cezbedecek kadar naif ve zarif . Osmanlı'dan Cumhuriyet'e diyor kapağında bende bu güzel yolculuğa öylesine kapıldım ki elimden bırakamadım. Meslek icabı birazda dönem romanlarını çok seviyorum.
 
 
Kitabın ana karakteri olan Feride'nin ailesi ve yaşamı konu edilmiş. Osmanlı'nın son yılları Cumhuriyet'in ilk yılları. Arka kapaktada denildiği gibi geçiş dönemi kadını Feride.
 
Feride ,evleneceği gün üzücü bir olay yaşar ve evliliği bu yüzden problemli olarak başlar. Doğup büyüdüğü şehir İstanbul'dan Ankara'ya taşınması ile yalnızlığı artsada Ankarada hayatının sürpriz insanı  ile karşılaşır ve yalnızlığı azalır.
Kim bu kişi onu okuyarak öğrenmelisiniz elbette..
 
Aklı, babasının ölümü ile sarsılan annesinde ve yaramaz kardeşindedir. Aile kalabalık ve huzursuzdur.
Evliliği zamanla rayına girer ve mutlu bir şekilde yaşamaya devam eder her türlü kaybına rağmen.
 
Kitapta 1900 lü yılların aile yaşamı, adabı ve görgüsünün çocuk terbiyesine olan etkilerini görüyoruz. Tarihi kesitleri okuyor ve dönemle ilgili siyasi olaylar hakkında da bilgi sahibi oluyoruz. Didaktik bir yanı da var. O yüzden çok seviyorum bu tarz romanları. Kesinlikle tarih sevenler için ideal bu tür romanlar. Sıkmadan anlatmış yazarımızda dönemsel olayları.
Çok güzel mesajlarda verilmiş aile mahremiyeti ve kutsallığı ile ilgilide. 
 
 
"Söz verirken iyi düşün, birine gel demek kolaydır, git demek zordur, bu nedenle birini davet ederken düşün, yeniden düşün... "
 
Feride'nin dedesinin anneannesine duyduğu saygı ve özlemde takdir-e şayan. Tıpkı annesinin babasına duyduğu saygı ve sevgi gibi.
 
"Birileri gidecek diğerleri gelecek; hayat bu, insanlar bu yüzden  yaşıyor , kaybedilenin hüznü yeni gelenin heyecanıyla buğulandığı için. İnsan sevdiklerini unutmasa da onlarsız yaşamaya alışıyor. Kitap okurken hüzünlü bir aşk öyküsü dinlerken gözleri doluyor. "
 
"Çocukluk arkadaşları farklıdır, onlarla istediğin gibi konuşursun, sonradan kazanılan arkadaşlar güçlü olmaz, bitebilir. "
 
Yine kitapta güçlü ve sıradışı bir kişilik olarak karşımıza çıkan Feride'nin torunu Şirin'in hayatını okurken aile ile ilgili çok güzel mesajlar vermiş yazarımız. Bana göre kitapta çok fazla altı çizilesi cümle vardı. Çok etkileyici ve anlamlı bir kitap olmuş. Az buz değil can-ı gönülden beğendim.
 
" Annelik bu olmalı, bedeninde büyüttüğün bir varlığı olduğu gibi kabullenmek, acılarını ve sevinçlerini yüreğinde yaşayabilmek ,karşı çıkmadan sevebilmek, egolarını unutup ana olabilmek. "
 
 
"Gönül farklıdır, insan bazen kötü bir erkeği de sevebilir,
gönül ilişkilerinde kural yoktur."
 
 
Ülke ve yönetim şekli değişikliklerinin insanlar ve aileler üzerinde ne kadar etkili olduğuna dair güzel bir roman. Sadece ülkemizden değil dönemin Avrupasındaki aile yaşamındanda kesitler sunuyor. Çok değerli insanlarla ilgili güzel anekdotlarda var. Atatürk ve Sait Faik gibi.
 
Tavsiyemdir okuyun derim ...
Tulpar Yayıncılık güzel bir esere imza atmış.
 
 
 


17 Ağustos 2015 Pazartesi

Askerin Karısı & Margaret Leroy

 
Askerin Karısı & Margaret Leroy
 
 
Çoktandır aklımda olan merak ettiğim bir kitaptı .Bir çırpıda da okudum. Her ne kadar editasyonu biraz problemlide olsa...
 
İkinci Dünya Savaşı hikayeleri her daim ilgimi çekmiştir nitekim tarih öğretmeniyim :) Bu kitapta da eşi savaşa giden bir kadının yaşam mücadelesi anlatılıyor.
 
İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere'ye bağlı olan Guernsey adlı ada Almanya'nın işgali altındadır. İnsanların bir kısmı kaçarak Londra'ya gitmiş kalanlar ise yoklukla mücadele etmektedir. Kitabın ana kahramanı Vivienne iki kızı ve kayınvalidesi ile yaşamaya çalışır. Ve savaş ortamında da olsa aşk kapısını çalar...
 
Savaşın acımasızlığını, masumların; en çokta çocukların nasıl etkilendiğini gözler önüne seriyor yazar. Bir annenin çocuklarının karnını doyurmak için yaptığı fedakarlıkları okurken gözlerim doldu. Yaşadığı ahlaki ikilemler ise bir hayli düşündürücü.
Eşine olan yoğun kırgınlığı elbette etkiliydi. Evliliği süresince hiç mutlu olmayan, sürekli ihmal edilen bir kadının aşkla ve ilgiyle ilk tanışması idi  aslında karşı koyamadıkları.
 
Gunther'e üzüldüm ben en çok... Max'ı çok sevdim, gerçek bir dostmuş.
 
Vivienne'nin eşi hiç umrumda olmadı haketmişti çünkü. Çokta kızgınım hem anneni bırak savaşa git ,onca yaptığından sonra eşin baksın.. Gitmedende yemediği nane kalmamış :)
 
Keşke Gunther dönseydi de Vivienne'nin eşi dönmeseydi dedim...
 
Dönem romanı okumak isteyenler bence bir şans vermeli ...
 

15 Ağustos 2015 Cumartesi

LONDRA CADDESİ & SAMANTHA YOUNG

 
 
 
Kitap Adı ; LONDRA CADDESİ
Özgün Adı ; Down London Road
Yazarı ; Samantha Young
Yayınevi ; DEX PLUS
Çeviri; Aslı Dağlı
Sayfa Sayısı ; 467
Basım Yılı ; 2015
 
 
Selammmm....
Sıcak mı sıcak bir yaz günü sımsıcak bir kitap bitirdim. Dublin Caddesi'nden sonra merakla beklediğim Londra Caddesi yine aşkla kavurdu geçti.
 
Bayıldım bu İskoçlara . İlk kitabı okuduğumda  yaşadığım Braden hayranlığım bu kitabı okumamda çok etkili oldu . Joss ve Braden'in ardından Cameron ve Jo'nun aşkını okudum. Baştan söyleyeyim ben hala Bradenciyim :)
 
Babası ile yaşadıkları kötü geçmişten kaçarak annesi ve erkek kardeşi ile yaşayan Jo barda çalışmaktadır.
Annesi alkolik olduğu için evde sürekli yaşanan sorunları vardır.Evin ve erkek kardeşinin tüm bakımını üstlenen, çok çalışan Jo'nun yaşamı Cam ile karşılaşınca allak bullak olur...
Sonrası aşk ateşi :))
 
Jo'nun kardeşine olan bağlılığı ve ona anne edası ile yaklaşımı, onu yetiştirmeye çalışması, her şeye rağmen annesine sahip çıkışı insanı gerçekten etkiliyor. Kendisi için değil her şey kardeşi için. Öncelikleri tamamen kardeşine odaklanmış durumda.
Babası ile yaşadıklarını okudukça çocukluğun ve aile bağlarının ne kadar önemli olduğunu durup durup düşünüyor insan. Darp unsuru her toplumda var ve geleceğe bakışı ve insanlara güveni de bir hayli etkiliyor.
 
" Bazı insanlar bir aile ile doğar, bazıları ise kendilerine bir aile kurmak zorundadır. "
 
Oldukça etkileyici, aileye duyulan özlemi anlatan bir cümle bu , sayfa 442 de geçen.
 
Ve etkilendiğim diğer iki cümle...
 
"Sanırım bir insanı gerçekten tanımakla ilgili en büyük sorun bu. O insanın tüm hassas noktalarını öğreniyor ve ne yazık ki kavga ederken bunlara basıyoruz . "
 
"Çocuğun kişiliği şekillenirken annesinin ve babasının ona durmadan ne kadar değersiz olduğunu söylemesi çocuğun buna inanmasına neden oluyordu . " 
 
Her ne kadar aşırı seksi olarak lanse edilsede ve öyle olsada içinde yoğun bir aile dramıda mevcut... Kısım kısım gülüyor olsamda bazı paragraflarda Jo'nun yaşamının zorluğu beni üzdü.
 
Barda yeşeren bir aşktı onların ki  :)))
 
Teşekkürler Dex Plus

13 Ağustos 2015 Perşembe

Askerin Karısı & Margaret Leroy

 
 
 
 
Kitap Adı ; Askerin Karısı
Yazar; Margaret Leroy
Çevirmen ; Meryem Karadağ
Yayınevi ;Olimpos Yayınları
Sayfa Sayısı; 448
Basım Yılı ;2015
 
 

#OLİMPOSYAYINLARI
 
İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere'ye bağlı işgal altındaki Guernsey'de yaşananlar, aşk ve savaş hakkında nefes kesici bir hikâye.
Channel Adaları, Guernsey 1940
Naziler Cherbourg'u bombalıyor. Vivienne ise onlar evine yaklaştıkça pek çok fedakârlıklara göğüs germesi gerekeceğinin farkında. Ne yazık ki yalnız kendisi için değil: iki genç kızı ve savaşta çarpışan eşinin annesi için de... Ta ki hemen yanlarındaki eve yerleşen gizemli bir Alman askeriyle tanışana kadar.
"Leroy'un güzelce yorumladığı hikâyesi savaş zamanında normal bir hayata duyulan özlemin güvensizliği nasıl alt edeceğini, kısa bir an için bile olsa ortak görüşleri açığa çıkarabileceğini anlatıyor. Şiddetle tavsiye ediyoruz." -Library Journal'ın yıldızlı yorumu
 "Leroy, savaşın ağza alınmayacak kadar korkunç zulümleriyle örülü, son derece duygulu bir aşk hikâyesi yazmış." -Booklist
 "Leroy, savaştan korkunç manzaralar çizerken dönemi ve izole edilmiş Guernsey'i tutkuyla portreliyor." -Publishers Weekly
 "Askerin Karısı bütün zevklere hitap ediyor: yasak aşk, aile bağları, acı dolu ahlaki ikilemler ve anneliğin ağır sorumlulukları." -Washington Post
(Tanıtım Bülteninden)


11 Ağustos 2015 Salı

sevgi-Aşkın En Güzel Çiçeği & OSHO

 
 

 
 
sevgi-Aşkın En Güzel Çiçeği & OSHO
 
 
            Yayınevi; Ganj Yayıncılık
Çevirmen;Sangeet
Sayfa Sayısı ; 215
Basım Yılı ; 2015
 
 
Sevgi korkusuzluğun ifadesidir. Sevdiğin zaman korku kaybolur, sevdiğin zaman korku yoktur. Birini seversen korku kaybolur, ne kadar çok seversen korku o kadar kaybolur. Bütünüyle seversen korku mutlak şekilde yoktur. Korku sadece sen sevmediğinde ortaya çıkar. Korku sevginin yokluğudur, kanun sevginin yokluğudur.
Sevgi korunmasızdır, kanun ise savunmaya yönelik bir düzenlemedir. Birisini sevdiğinde yasadan bahsetmezsin. Sevdiğinde yasa kaybolur çünkü sevgi nihai yasadır. Onun başka hiçbir kanuna ihtiyacı yoktur, o kendi başına yeterlidir ve sevgi seni koruduğunda başka hiçbir korunmaya ihtiyaç duymazsın.
 
 


özgürlük-Kendin Olma Cesareti & OSHO

 
 


 
özgürlük-Kendin Olma Cesareti & OSHO
 
             Yazar : OSHO                   
                        Yayınevi : GANJ YAYINCILIK
     Çevirmen; Sangeet  
Sayfa Sayısı; 190
        Basım Yılı;  2014     
 
 
 
         Sen Özgürlük Olarak Doğdun.Sadece sen onu unutmaya koşullandırıldın.
Özgürlük sadece sen özgür olmanın sorumluluğunu alabilecek kadar bütünleşmiş olduğunda mümkün olur.Dünya özgür değildir çünkü insanlar olgunlaşmamıştır.
İçsel olarak tam özgür bir insan dışsal olarak özgür olmak için yanıp tutuşmaz.
Bir şeyden özgürleşmek hakiki özgürlük değildir.
İstediğin bir şeyi yapma özgürlüğü de benim bahsettiğim özgürlük değildir.
Benim özgürlük vizyonum senin kendin olmandır.

 

 


YALNIZLIK CESARET İSTER & MERVE DENİZ

 
 
 
 
YALNIZLIK CESARET İSTER
&
MERVE DENİZ
 
 
"Yalnızlık cesaret ister demiştin ya, seni sevmek de cesaret istiyor Arel. Karşında güçlü durmam kırılgan biri olmadığım anlamına gelmiyor. Seni istediğim gibi sevmeme izin vermiyorsun . "
 
Merhaba :)))
İndigo Kitap tarafından yayınlanan Merve Deniz imzalı kitabı bitirmiş bulunmaktayım.444 sayfa olsa da dili oldukça akıcı olduğu için hızla okunan bir kitap. Özellikle bazı bölümleri oldukça heyecanlı idi gece boyunca okudum.
 
Kapakta da yazdığı gibi BİR ISSIZ ADA HİKÂYESİ ...
 
Ünlü iş adamı AREL BOZAN ve onun yanında çalışan , patronuna deli gibi aşık olan asistanı Rüya'nın Hindistan'a gidince karşılaştıkları ilginç olayları konu alıyor. Kendilerini ıssız bir adada buluşları ve hayatta kalmak için verdikleri mücadele...
 
Tv lerde izlenilen SURVIVOR modundaki programlar halt etmiş :)
 
Çocukluğumuzda anket defterleri doldurur ve sorardık ;Issız bir adaya düşseniz yanınıza alacağınız 3 şey nedir? Mesela anladım ki terlik çok önemli, ilaç lazım, çikolata sahiden enerji verme açısından mühim :)
 
O kadar ince düşünülerek kurgulanmış ki kitap detaylar yaşananları gerçek kılmış.
Örneğin Rüya'nın iç çamaşırı isteği ve ped isteği.
 
Her kitapta sevdiğimiz ve sevmediğimiz karakterler elbette oluyor...Rüya'yı sevemedim bende. Yahu insan severde bu kadar mı sever dedim. Gözü kör olmuş aşktan .Arel tersledikçe üzerine gidiyor. Bırak yahu adadasın ölecen mi kalacan mı belli değil bu ne romantizm :)
 
Arel, sevgisiz olarak büyüdüğü için sevgiyi bilmeyen bir adam. Aile yaşantısının benliği ne kadar etkilediğini bir kere daha okuduk.
 
İnci ve Ümit beni favorimdi. Yan karakterler gibi dursalarda bence onlar harika idi.
İnci'nin gözü pek oluşu. Ümit 'in İnci için yaptığı fedakârlıklar takdire değerdi.
 
Kötü kadın Natali'ye bile kızamadım Rüya'ya kızmaktan.
Keşke İnci'den daha çok bahsedilse idi. İncili bölümleri daha çok okumak isterdim.
 
 
Kimbilir belki ileride devamı olur mu acaba ? Yazarımız belki İnci için bir şeyler düşünüyordur...Öyle ümit ediyorum.
 
 
ALINTILAR
 
 
 
"Seviyorum işte seni, hangi tarafını anlamıyorsun? Ben bilmiyorum mu sanıyorsun. Yöneticimsin. Kabasın, suratsızsın. Sence aşk kontrol edebileceğim bir şey olsa senin gibi bir öküzü mü seçerim ? "
 
 
"Birini sevmenin ve ona tüm dünyanı açmanın en kötü yanı ne biliyor musun? "
Rüya gözyaşları yanağına dökülürken burnunu çekti. " Ne . " diye fısıldadı. Kendinden nefret ettiği bir anın sarsıntısını yaşıyordu.
"Onları üzdüğünde canını en zayıf olduğun şeyle acıtmaları."
 
 
"İnsanın aklını ölümden daha keskin bir gerçeklikle başına getirecek başka bir güç yoktur."
 
 
 
 

10 Ağustos 2015 Pazartesi

Kadın-Dişiliğin Manevi Gücüyle Temasa Geçmek & OSHO

 
Yazar;OSHO
Çevirmen;Sangeet
Sayfa Sayısı: 323
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe
Yayınevi: Ganj Yayınları
 
 
                              Kadın-Dişiliğin Manevi Gücüyle Temasa Geçmek & OSHO


Kalbin yolu güzeldir ama tehlikelidir. Zihnin yolu sıradandır ama güvenlidir. Erkek en güvenli ve en kestirme yaşam tarzını seçmiştir. Kadın duyguların, hislerin, ruh hallerinin en güzel ama en sarp, en tehlikeli yolunu seçmiştir. Ve bugüne kadar dünya erkekler tarafından yönetildiği için kadınlar muazzam şekilde azap çekmiştir. O, erkeğin yaratmış olduğu topluma uyamamıştır çünkü toplum mantığa ve nedenlere uygun olarak yaratılmıştır. Kadın kalpten bir dünya ister. Erkek tarafından yaratılan toplumda ise kalbe yer yoktur.
Ben kadınların gerçekten bir kadın olmasını isterdim çünkü bu büyük oranda kendilerine bağlıdır. Kadın erkekten çok daha önemlidir. Çünkü o rahminde hem erkeği hem kadını taşır. O kıza ve oğlana, her ikisine de annelik eder; her ikisini de besler. Eğer o zehirliyse, o zaman sütü zehirlidir, o zaman çocukları yetiştirme tarzı zehirlidir.
Erkekle yarışıyorsun ve yarışmana gerek yok; sen zaten üstünsün. Şiir yazmaya gerek yok, şiir sensin. Sevgin senin müziğindir. Sevgilinle birlikte çarpan kalbin senin dansındır!

7 Ağustos 2015 Cuma

çarşambaya kadar eşim ol & Catherine Bybee

 
 
 
 
çarşambaya kadar eşim ol & Catherine Bybee
 
Merhaba;
Novella Yayınları'ndan şirin bir kitap... 7 kitaplık bir serinin ilk kitabı. Dilerim seri hızlı bir şekilde yayınlanır. Çok hoş ve rahat okunan
eğlenceli bir kitap okudum. 255 sayfalık bir kitaptı. Ufak tatilimde harika bir doğada okudum.
 
Novella Yayınları serileri hızlıca yayınlıyor o yüzden devamını merakla bekleyeceğim.
 
 
 
Konusuna değinirsek;
Blake, kraliyet mensubudur. Babasının  vasiyeti gereği mirasını alabilmesi için 36 yaşından evvel evlenmelidir.
 
Sam ise bakımevinde yatan kız kardeşine bakmak için çabalayan , çöpçatanlık şirketinin sahibidir.
 
Blake ve Sam kaderin cilvesi ile karşılaşırlar.
Sonra neler olduğunu kitabımızı okuyarak öğrenebilirsiniz.
 
Sıkılmadan okuyabileceğiniz harika bir serinin başlangıcını yaptık. Aşk ve beklenmedik süprizlerle dolu yüzünüzde tebessüm oluşturabilecek hoş bir kitap tavsiyemdir..
 
 
Beyaz kapaklı olan kitabımızın orijinal kapağı...
 
 
 


1 Ağustos 2015 Cumartesi

ŞEYTAN TÜYÜ & JULIE JAMES

 
 
 
 
ŞEYTAN TÜYÜ & JULIE JAMES
 
 
Selam...
#EphesusYayınları 'ndan çıkan ciltli hem de en pembesinden güzel mi güzel bir kitap okudum. Çok beğendim çok.
 
Aşk ve polisiye bol miktarda idi kitabımızda. Sayfalar adeta aktı gitti. Yorumlardan güzel olduğunu anlamıştım zaten ve yanılmamışım. Mutlu oldum bitirince. Gerek akıcılığı gerekse kitabın konusu ve karakterleri kitaba hemencecik bağlıyor insanı.
 
Konusuna kısaca değinirsek;
Cameron; yalnız yaşayan federal savcı yardımcısıdır. Otelde kaldığı bir gece yan odasında bir cinayet işlenir ve istemeden de olsa tanık durumuna düşer. Dava FBI tarafından soruşturulmaya başlanır. Soruşturmada Cameron ile sürtüşmesi olan Ajan Jack Pallas ta görevlidir.
İkili arasındaki sürtüşmeler zamanla duygusal bağlamda gelişmeye başlar.
 
 
 
Cameron ve Jack 'in arkadaşı olan karakterler çok eğlenceli idi. Özellikle Collin çok eğlenceli idi. Onun iğnelemeleri beni bitirdi zaten çok güldüm okurken. Kitapta çok heyecanlı sahneler okudum, çok komik ve duygusal anlarda yaşadım. Kitapla ilgili tek acabam ; katilin en baştan söylenmesi idi. Keşke onu da merak edip sonunda öğrenseydim dedim. Tempo düşmedi gerçi katilin ne zaman atağa geçeceğini merak ettim. Daha bir heyecanlanır mıydım diye düşündüm sadece.
 
Ciltli kitaplara bayılıyorum birde fiyatları makul olunca. Kitaplığımdaki ciltli kitaplar gittikçe artıyor. Ephesus Yayınlarını fiyat politikası yüzünden takdir ediyorum. Her zaman güzel ve özenli kitaplar okuyoruz.
 

 
 
 
“Sizinle tekrar görüşmek güzeldi, Ajan Pallas. Nebraska’daki üç yılın, hıyarlığınızı azaltmadığını gördüğüme sevindim.”
 
İşte bu beni bitiren cümlelerden biri oldu :)))
 
 
- Hadi Jack, onu görmek istiyorsan itiraf et gitsin.
 -Tabi onu görmek istiyorum. Fotoğraflara bakabilmesi için.
 
Tabi tabi dediğim an :)))
 
Kesinlikle ve kesinlikle tavsiye ederim. Sıcak yaz günlerinde tatlı bir tebessüm bıraktı benim yüzümde...
 
Ankara'dan sevgiler...