10 Temmuz 2015 Cuma

Soraya & Meltem Yılmaz

 
 
 
 
 
Soraya;
 
Destek Yayınları'ndan MELTEM YILMAZ kalemi ile yayınlanan kitabımız hakkında bir yorum yazacağım :)
 
Son yıllarda ülkemiz gündemini bir hayli meşgul eden komşu ülke Suriyede yaşananların ve savaştan kaçanların hazin hikayesi var kitabımızda.
 
Hani şu ülkemize kimse gelmesin istemiyoruz diyenlerin tamda okuması gereken bir kitap aslında.. İnsanların hüzünlü hikayelerini, vatan topraklarını nasılda bırakıp can korkusu ile kaçtıklarını anlatıyor.
 
Yazarın dili oldukça sade buda kitabı akıcı hale getirmiş. 255 sayfa oluşuda hemen okunmayı ve akabinde de uzun uzun düşünmeyi getiriyor.
 
Kitaptaki ana karakter olan Soraya; Suriye'nin Humus kentinde annesi, babası ve  ağabeyi ile birlikte yaşamakta idi. Suriyede yaşanan siyasi çatışmalar ile ağabeyinin iktidar karşıtı oluşumlara yönelmesi ve gittikleri bir protestoda bomba düşmesi sonucu şehit olması ile ailenin hayatı alt üst olur. Sadece aile değil tüm Humus yerle bir olur aile hastanede tedavi olduktan sonra Şanlıurfa'ya kampa doğru yola çıkarlar. Yani ülke değiştireceklerdir, bilinmezliğe, sefalete doğru adım adım gitmektedirler.
 
Zorlu kamp günleri, yokluklar, imkansızlıklar ile hayatı idame ettirmeye çalışma...
 
Soraya'nın kampın sefaletinden kurtulmak, anne ve babasını da kurtarmak amacı ile 50 yaşında bir adama ikinci eş olarak gitmeye mecbur kalışı ...
 
 
 
Kuma olarak gidilen evdeki huzursuzluk... Ve bunca acının içinde doğacak olan aşk...İhanet, hayal kırıklığı...
 
Soraya'nın Humustan Şanlıurfa'ya , Şanlıurfa'dan Mardin'e ,Mardin'den Gaziantep'e uzanan acı dolu yaşamı...
 
Bu bölgede görev yaptığım için iyi gözlemledim kumalık ilişkilerini .O yüzdende Soraya'yı istemeyen ilk eşi çok iyi anlıyorum.. Gelen kadında suçsuz üzerine kuma götürülen kadında.. Kanayan bir yara bu sistem.
 
 
Şahsım adına Suriye Savaşı beni çok fazla etkiledi. Çünkü savaş öncesi Şanlıurfa Akçakale de görev yapan bir öğretmen idim. Görev süremiz tamamlandı döndük ama ardımızda bıraktığımız insanlarda hep aklımız kaldı. Çalıştığım okulun bahçesine düşen bomba parçaları ya öğrencilerime gelseydi dedim. Korkulanda oldu zaten ilk havan mermisinin düştüğü evde okulumuz öğrencilerini ve velilerini kaybettik.. Ankara da hastanede yatarken öğrenciler onları ziyaret edip teselli ederken aslında kendimi bile teselli edemediğim anladım... Eve düşen bir bombada anneleri ve kardeşlerini kaybeden dahası da onları o halde gören çocukları tanıyınca, savaştan kaçanlar için gelmesinler istemiyoruz diyenlere avaz avaz bağırasım geliyor...Savaştan yıkık çıkmak çok zor...Çok... Bu kitap gerçek bir hayat hikayesinden alınmıştır.
 
Tavsiye ederim, mutlaka okuyun ...
 
 
 
" Sen benimle, hayatına bir kadın daha katmış olarak sönmeye başladığında ; ben yanmaya yeni başlamıştım. Mumun etrafındaki pervane gibi , döne döne yandım "
 
 
"Şimdi ölüyorsun ve ben sana olan nefretimi yenemiyorum. Oysa ben, seni sevdiğim o ilk gece , seninle ölmeye karar vermiştim. "
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder