17 Ekim 2016 Pazartesi

Kan Ağacı & Jale Demirdöğen




Kan Ağacı & Jale Demirdöğen




Merhaba,
Yağmurlu ve serin bir Ankara sabahında içimi ısıtacak kadar samimi bir kitaptan bahsedeceğim ....
İsmine bakıpta vurdulu kırdılı yada cinayetli bir kitap sanmayın sakın elbet kayıplar var ama doğal yollardan ....

Öncelikle yazarın anlatımını sevdim bu okuduğum ikinci kitabı. Cümlelerinin çok derin ve anlamlı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca da oldukça samimi bir anlatıma sahip. Geçmişten bahsederken sanki yanınızda oturan biri size hatıralarını anlatır gibi geliyor okurken ...

Kitap hem 2009 lu yılların İstanbul'unu  hem de 1970 ' lerin İzmir'ini anlatıyor geçmişe uzanarak ...
Sonra olay örgüsüne Bursa da ekleniyor ve bir ailenin 3 e bölünen dağılmışlığının nasıl toparlandığını okuyorsunuz.
Biraz bahsedecek olursam;

1970 'lerin İzmir'inde ailesinin tüm reddedişlerine rağmen sevdiği kadın olan Melike evlenen Fuat'ın maddi sıkıntılarla evliliğini idame ettirme çabaları ve aşka olan sarılışı insanı yürekten yaralıyor. Melike'nin Fuat'a olan bağlılığı ve yaşamını sürdürebilme çabası ..
Komşuluk bağları özlemini derinden hissedebileceğiniz kadar gerçekçi ve samimi .

- Okurken bende çocukluğumuzu ve komşularımızı özledim bir kere daha ..Sitelerde ve plazalarla çevrili hayatımızda eksiklik olduğunu bir kez daha dile getirdim etrafıma. -

2000 'lerin İstanbul'unda İtalyan bir baba ve Türk bir annenin kızı olan Canan'ın sevgiye olan açlığı ve kızı ile arasındaki kopuk ebeveyn ilişkisi düşündürüyor insanı. Madden büyük bir ferahlık ama manen bakıldığında despot bir anne ve onun kızı ile çocuğunun sevgisizlik silsilesi 3 kuşak yayılmış durumda ...
Aşkın ve güven duygusunun yokluğunun  kıyısında gezinen Özgür gibi herkes hayattan bezmiş halde yalılarında yaşıyor .
Kitap oldukça sakin giderken birden evin hizmetçisi ve dadısı konumundaki Lucia tavan arasındaki o gizli sırrı öğreniyor ve hayatlar alt üst oluyor  .
Geçmiş tavan arasından çıkarak soluk alıyor, canlanıyor ... Gerçekler biri bir ortaya çıkarken gözlerim nemli nemli okudum yaşananları bende o arada...

Sevdiğim karakterlerden biri kuşkusuz DERMAN oldu benim kitapta ..Nasıl bir vefa örneği idi onun yaşantısı ,okuyanlar anlayacaktır tüyo vermeyeyim onun hakkında. İzmirde ki evin düzenli temizliği ve bakımının yapılması ise ayrı bir komşuluk aidiyeti .



Kitap bu hayatta neler yaşanabileceğini ,acının ve mutluluğun kardeş olduğuna da işaret ediyor. Sır, denilen o derin kuyunun gün ışığına nasıl ulaştığını ve yaşattığı sancıları gözler önüne seriyor... Oldukça duygusal bir kitaptı okuduğum.

Tavsiye ederim, bu aralar yüreğinize dokunan bir seyler okumak isterseniz kesinlikle kaçırmayın. Eski komşularınızı özlemiş ve büyük şehirlerde plazalara sıkıştığınızı düşünüyorsanız , suni ilişkileri ısrarla reddediyorsanız okunmaya değer bir kitap buldunuz demektir.
Kemeraltında Fuat ile gezip, Tarihi Asansörde Lucia ile iz sürmek isterseniz yada Özgür ile Tarabyada yitip giden aşklara kadeh kaldırmak isterseniz yada benim gibi Kaptan'ın aldığı kirazlı şalda kaldı ise aklınız okuyunuz :)))


"Aşk, beraberinde birbiriyle çelişen onlarca duyguyu bir arada taşıyan ve bütün bu duyguları birbirine özenle karıştırabilen tek duyguydu ve uzun bir zamandır arzu edilen birine karşı kaldırılan bütün kılıçları bir anda indirebilir,içine girdiği bir yüreğin bütün gücünü ve direncini kırıp bir anda onu yere serebilirdi."




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder