13 Şubat 2016 Cumartesi

CANAN TAN & İZ

 
 
 
 


 
CANAN TAN & İZ
 
 
Merhaba ...
Canan Tan'dan güzel bir roman okudum bu hafta sonu.. Oldukça etkileyici bir baba-kız hikayesi idi.. Durdum ve düşündüm. Kendimle ilgilide hesaplaşmalar yapmama sebep oldu.
Babamı özledim birden ..Ve hayatta ölümden başka her şeyin yalan olduğuna bir kere daha kanaat getirdim..
İçimdeki kız çocuğu bir kere daha çırpındı baba diye ... Nasıl duygu yüklü satırlardı okuduklarım.. Etrafımda olanlar anladı ..
 
Canan Tan'ın şimdiye dek en çok etkilendiğim kitabı HASRET olmuştu .3 kez okumuştum onu ara ara.. Şimdi ikinci sıraya İZ yerleşti..
Öyle ki içimdeki kapanmayan yaralarımı su yüzüne çıkarırken kitaptaki tahliller; yanıtsız sorularıma da kapak oldu ...
 
Romanımızın baş kahramanı Avukat Verda'nın  babası ile olan ilişkisi konu edilmiş İZ de.
Anne ve babası Verda üniversiteye başlayacağı zaman ayrılmıştır.Annesi ile birlikte yaşayan ve bu süre zarfında annesinin yönlendirmesi, babasınında ilgisizliği ile içten içten babasına tepkili ve hırslı bir şekilde büyümüştür Verda. Babasının ayrılığın hemen akabinde aile dostları ile yaptığı evlilik ise iplerin kopmasına sebep olmuştur. Verda bu dönemde bambaşka biri haline gelerek farklı bir kimliğe bürünmüş  adeta etrafından intikam almaktadır .. MUZO ile yaşadığı arkadaşlık ve okulu astığı dönemler...
 
Anne Semra Hanım , aldatıldığını hissederek hem kendi depresif bir karakter olmuş hem de farkında olmadan kızının da erkeklere ve babasına olan güvenine büyük ölçüde zarar vermiştir.. Verda'nın yaptığı evlilik ise babasına duyduğu hasretin bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor zaten ...
 
Verda ve annesinin İstanbuldaki yaşamı birbirlerine tutunan iki kırık kalbin dayanışması adeta .. Ender zamanlarda babası ile görüşen Verda içinde hep öfkesinide beraberinde taşımıştır..
 
Baba Avukat Vedat Karacan'ın akıllarda soru işaretleri bırakan ölümü , Verda'nın geçmişine dönerek, yaşadıklarını hatırlaması ,tartması ve bir nevi iç hesaplaşmasına sebep olur.. Babasının elindeki son davayı üstlenerek babasının yaşadıklarına ulaşabilme isteği ile doludur..
 
Semra Hanım'ın kaybını okurken göz yaşlarım sel oldu aktı adeta ..
Kitaptaki sevmediğim karakter ise Verda'nın eşi Bülent oldu benim için.. Her ne kadar sonradan yaptığı hataları fark edip özür dilemeyi bilsede sevmedim ..Nasıl sevebilirdim ki o sözlerinden sonra..
 
Kitabın sonunda kayıplarına rağmen Verda'nın kazandığı yeni bir can .. yeni bir kan ise en sürpriz olan kısmıydı benim için.. Sevindim Verda adına ...
 
 
Soğuk gibi görünsede tek derdi ve içinde yanan sönmeyen ateşi olan evladına karşı hislerini gösteremeden giden Vedat Bey için çok üzüldüm.. Günümüzde bu tür yaşantılar çok var ve olmayada devam edecektir.
Aileler parçalansada anne ve baba olma halinin insanla ölüme dek gideceğine dair çok önemli mesajlar veriyor kitap.
Günümüzde artan boşanmalara ve evliliklerin bitişlerine, kopmalara dair çok güzel tesbitler var..
Tek çocuk olma haline dair yazdıkları düşünmeme sebep oldu kızım açısından..
 
Ayrıca Verda ve eşi Bülent'in gittiği Karadeniz Turu ile de yazar bölge ile ilgili çok güzel bilgiler vermiş bize.. Tıpkı Akyaka'yı tanıttığı gibi.. Seviyorum bu tip romanları ..Dopdolu oluyor ..
 
 
"Yanlış şartlandırmışlar bizi. Ergenlige geçişte beynimize kazıyorlar : Erkekler ağlamaz ! Erkekler ağlamaz , erkekler üşümez, uluorta duygularını açığa vurmaz erkek adam! İnsan değildir sanki erkek, duygularından arındırılmış , hayvan bile olamayan - hayvanlar da ağlar çünkü ! - garip bir yaratıktır ... Sonra da gelsin kalp krizleri, gelsin ani ölümler. Dışa vurulması engellenmiş ve bastırılmış duyguların katmerleşmiş zehrini nasıl taşıyacak beden ? "
 
Kitaptan güzel bir alıntı..
 
 
Demem o ki mutlaka okuyun.. Özelliklede babalarınıza erkek çocuklarınıza okutun.. Kadın okurlarda eşlerine hediye etsin ..Ve diyelim ki sevgimizi içimize değil evlatlarımıza direkt olarak akıtalım ....
 
 
 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder